Ben şimdi, daha şimdiden gökte savrulan yıldızların acısını duyuyorum. Hem de nasıl yandıklarını da görüyorum, ışığında yolumu buluyorum. Şimdiden, rüzgarın serinliği bütün dalları sarıp titretirken, yeşil rengi çürürken yaprakların unutuyorum. Hiç bilmemiş gibi yapıyorum, hiç susuz kalmamış gibi yürüyorum. Mevsiminde yetişen çiçeklerin kokusunu duyuyorum, nasıl toprak olacaklarını biliyorum. Hepsini, her şeyi benim bir parçam gibi hissediyorum. Nasıl oluyor da şimdiden, hem de hiç haketmeden yürüyorum burada papatyaların bembeyaz renginden. Buluta beyazı verenden, kokusuz amma bütün güzel kokuları gözle gördüren şu narin, incecik bitkiden. Toprağa uzanıyor ellerim, göğe dikilen gözlerim ve beni ayakta tutan bedenim. Ben şimdi, şimdiden, inandıklarımla bu bedende, bunca yük almış bu yürekte, hiçbir sebeple burada değilim. Artık yalnız yürüyorum seni gördüğüm yöne, yönü belirsiz göğe.