Bir şarkı yazdım dudaklarına, söyledim, bir ses duyurdum kulaklarına, koştum, kuşları uçurdum ayaklarına. Dengemi yitirdim ansızın düştüm toprağa, uzandım, yetişemedim bana uzattığın kollarına. İki ayakla duruyormuşum ayakta, dengem bozulmamışsa dururmuşum ancak karşında, bir de nefes aldıkça çıkıyormuş sesim bunu nasıl bunca zaman idrak edemedim. Benim tek bildiğim bana uzanacak dost elin, dokunacağım tenin, parmak izlerin. Kaybolsan bile düşünceler içinde, bir rüya sihrinde, gecenin geç vaktinde, özlersen tanıdık bir sesi, gözlerde görmek istersen nihayeti; İçinde, teninde ki izlerde dahi bulabilirsin beni. Toprağa uzat ellerini, göğe kaldır gözlerini ve dudaklarını kımıldat duy benim sesimi. Duy dudaklarına yazdığım kelimeleri, içimden geçenleri, geceleri nasıl sabah ettiğimi. Ve hepsi, göğün maviligi, denizler derinliği, papatyaların beyazı gibi.