Hangi mevsimdeyiz, nereden uçar gelir bu küçük kelebekler art arda. Rüzgarlara karşı uçuyorlar önleri açıkmış gibi. Ömürleri üç gün değil midir belki de dört, nereye düşüp ölecek masum bedenleri. Ellerine değse uzar belki ömürleri, uzat narin ellerini kanatlarına, sür kokunu tüm renklerine, çekinmeden sırtlarına. Hissetsinler içinin sıcaklığını, ısınsın kanatları kocaman bir huzurla. Tatsınlar nefesini ölümsüzlük gibi derinden, yaşasınlar sonsuzluğu bir an, hiç düşmeyecek gibi yeniden kanatlansınlar. Renkleri canlanmaz mı parmaklarına dokunduğunda, rengarenk uçar giderler elbet tüm güçleriyle sırt sırta, ellerinde kokan mevsimlere uçarlar, yönlerini bulur artık onlar yol gösterilmiş gibi. Üflemeyi unutma hemen arkalarından, kokunu milyon yıl sonra unutmasınlar.